Kekemelikle ilgili bilinen en büyük yanlış, çocuğun psikolojik sebeplerle kekeme olduğunun düşünülmesidir. Oysa ki psikolojik sebepler (bir şeyden korkma vs.) sadece var olan kekemeliğin ortaya çıkmasını tetikler. Kekemeliğin genellikle kalıtsal olduğu ve sıklıkla nörolojik bozukluklar gibi diğer durumlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Çocukların konuşmalarında tekrar başlamalar ya da tüm sözcüğün tekrarlanması oldukça yaygındır(‘çocuk… çocuk…çocuk yere düştü’). Bu tür akıcılık bozuklukları birinci ve ikinci sınıfta çok yaygındır. Bu durumda ebeveynler ve öğretmenler ne zaman kekelemeden endişe duymaya başlamalıdırlar? İlkokulun küçük sınıflarında ağır derecede akıcılık bozukluğu olan çocuklar farklı şekillerde ve daha sık olarak kekelemeye başlarlar. Çok sık tek ses veya tek hece tekrarı yaparlar, ‘ t-t-t-top’ gibi. Kekemeleri daha uzun sürer ve konuşmalarında daha uzun tereddütler yaşarlar. Yüz buruşturma ve ağzın farklı şekiller alması gibi zorlanma davranışları görülebilir.
Kekeme çocukların ailelerini inceleyecek olursak, birçoğunun anne ve babalarının aşırı kaygılı ve mükemmeliyetçi oldukları, beklentilerinin yüksek olduğu, çocuğun konuşmasına aşırı önem vererek ve ufak akıcılık kusurları üzerinde durarak, bu konudaki endişelerini çocuğa aktardıkları tespit edilmiştir. Böylece çocuğun dikkatini konuşmasına çektikleri ve konuşma bozukluğunun ortaya çıkmasına neden oldukları gözlenmiştir. Kekeme olan çocukların sosyal yaşamda da daha içine kapanık, kendini yeterli ifade edememeden kaynaklı agresif kişilikte olduğu, özgüven eksikliği yaşadığı, bu çocukların bir kısmının akran zorbalığına uğradığı ve arkadaşları tarafından yalnızlığa itildiği de gözlemlenmiştir.
Kekemeliğin hangi durumlarda kalıcı olabileceğini düşünürüz?
- Eğer çocuğun aile geçmişinde kekemelik varsa
- Kekemeliğe eşlik eden başka konuşma problemleri varsa (hızlı konuşma, gecikmiş dil, söylenemeyen harfler vs.)
- 6 ay ve üzeri süren kekemelik öyküsü varsa
- Çocuk kekelediğinin farkındaysa ve zorlanma davranışları sergiliyorsa
- Kekemeliği yenmek adına bazı kelimeleri söylemeyi tercih etmeyip yerine kısa başka kelimeler kullanıyor veya hareketlerle gösteriyorsa, kekemeliğin kalıcı olma ihtimali vardır diyebiliriz.
İşte tam da bu sebeplerdendir ki, çocuğumuz daha küçücükken kekeliyor diye hemen endişeye kapılmamalı, fakat yukarıda saydığım kriterler eklendiği takdirde, dil ve konuşma bozuklukları uzmanına kontrole gitmekte geç de kalınmamalı. Çünkü diğer tüm konuşma bozukluklarında olduğu gibi kekemelikte de erken müdahale çok önemlidir. Konuşma terapisti hastayı değerlendirir. Akıcılığı ne şekilde sağlayacağına veya hangi yöntemi kullanacağına karar verir.