Çocuklarda 3-6 yaş arası , cinsellikle ilgili soruların en çok olduğu dönemdir. Fallik dönem olarak adlandırdığımız bu dönemde, çocuklar organlarına , cinsel farklılıklara ve onların anlamlarına yönelir. Bu merakın engellenmesi, onlarda suçluluk hissi yaratır. Bu da cinselliğe karşı olumsuz bir tutum geliştirebilmesine sebep olabilmektedir. Bu yüzden çocuğun bu konudaki merakı olabildiğince gelişim seviye ve yaşına göre giderilmelidir. Cinsel eğitimde babalar daha çekingen davranmakta, sorumluluğu anneye yüklemektedirler. Fakat babalar da çocuklarını bu konuda bilinçlendirmede aktif olmalıdır. Bu dönemde cinsel organ tanıtılırken ona lakap takılarak anlatılmamalı, abartılmamalı ya da küçümsenmemeli, cinsiyet ayrımını anlatırken üstün olma gibi kıyaslamalara girmemeli, basit ve net şekilde konu anlatılmalıdır. Eğer konu hakkında bilgimiz eksikse bilen birinden destek alarak çocuğumuza aktarmalı, onu geçiştirmemeliyiz. Geçiştirilen çocukların kendini yaşıtlarından bilgisiz, endişeli ve ürkek hissetmesine sebep olabilmektedir. Aynı şekilde, henüz sormadığı veya merak etmediği konularda da açıklama yapmak çocuğun kafasını karıştırır ve onu huzursuz eder.
Özel alanlarımızı anlatırken, o bölgelerin ona özel olduğunu ve başka kimsenin dokunamayacağını, zararlı dokunmanın ne olduğu ve tehlikeli durumların onu korkutmadan gelişimine uygun aktarılması gerekir. Böyle durumla karşılaşıldığında hemen ailesiyle iletişime geçmesi gerektiği de ona güven vererek belirtilmelidir. Açık iletişimin olduğu ailede yetişen çocuklar, özgüvenli bireyler olurlar. En ufak bir tehlikede de ne yapacaklarını bilirler ve bunu hemen aileyle paylaşırlar. Bu da birçok taciz-tecavüzün önüne geçebilmektedir. Aynı zamanda, bu konuda -belirli sınırlar içerisinde- rahatlıkla konuşulabilen ailede büyüyen çocuklar, sağlıklı kız-erkek arkadaş ilişkileri kurabilirler.
Bedenini tanıyan, yaşadıklarının neyden kaynaklandığını bilen çocukların, tabuları olan ailelerde yetişen çocuklara göre cinsel gelişim sürecinde sorun yaşama olasılıkları daha düşüktür. Cinsel gelişim ne ayıptır ne de günah. Belirli çerçeveler içerisinde bilgi paylaşımı yapıldığı sürece, bu konunun tabu olmaktan çıkarılması gerekir.